Ukrayna – Rusya Savaşının İkinci Haftası

Ukrayna – Rusya Savaşının ikinci haftası aşağıda iki ana başlık altında incelenmiştir. Öncelikle kinetik unsurlar, sonrasında kinetik olmayan unsurlar değerlendirilmiştir.
Kinetik Unsurlar
- Savaşın ikinci haftasında süreç konvansiyonel yıpratma şeklinde devam ediyor. Ukrayna kuşatma tehdidi altındaki şehirlerde bile alan hakimiyeti iddiasını bırakmadı. Önümüzdeki dönemde savaşın konvansiyonel özelliğini koruyacağı ve şehir muharebelerinin giderek artan oranda yaşanacağı değerlendirilebilir.
- Bu aslında RF’nin istemeyeceği bir senaryoydu ve halen stratejik hedeflerine ulaşamadı. Yıpratma savaşı sürdükçe Batı kamuoyunun askeri desteği ve yürütülen kolektif cezalandırmanın etkileri daha fazla hissedilecektir.
- Harekatın, mevsimsel hava ve arazi koşulları göz ardı edilerek kısa ve kesin sonuçlu bir doğrudan taarruz şeklinde planlanması, RF’nin harekat öncesinde önemli analiz ve planlama hataları yaptığını gösteriyor.
- Açık kaynaklara yansıyan görüntülerde Harkov gibi kuşatma tehdidi altındaki şehirlere malzeme aktarımının devam ettiği görülmekte. Bu yolların, sivil halkın bölgeyi terk etmesi için boş bırakıldığı iddia edilebilir fakat RF bu lojistik hattını kesemediği sürece yıpranmaya devam edecektir. Şehirler kuşatılsa bile Ukrayna ordusunun Batıya doğru önemli bir stratejik derinliği bulunmakta ve ülkenin batı sınırı lojistik merkezi haline gelmiş durumda.
- Ukrayna’nın aksine Rus ordusunun lojistik sorunlar yaşadığı görülüyor. Özellikle TB2’ler kullanılarak lojistik hatları hedef alınmaya devam ediyor. Arazi koşulları nedeniyle Rus ordusunun ana yollara bağımlı kaldığı, bu nedenle konvoyların dar boğazlarda yığıldığı ve kolay hedef oldukları belirtiliyor.
[1]“Russian Offensive Campaign Assessment, March 9.” Institute for the Study of War. https://www.understandingwar.org/backgrounder/russian-offensive-campaign-assessment-march-9.
- Polonya Mig 29’larının ABD üzerinden Ukrayna’ya verilmesi konusu halen çözüme kavuşmadı. Bu konuda ABD ve Polonya arasında anlaşmazlık yaşandığı anlaşılmakta. Mig 29 sevkiyatı konusu bu aşamada operasyonel bir gereklilikten ziyade pazarlık unsuru olarak diplomatik anlamda zorlayıcı bir koz olarak kullanıldığı izlenimi yaratıyor. Diğer taraftan ittifak içerisinde anlaşmazlık olduğu algısı oluşursa, bu durum NATO’nun caydırıcılık rolünün sorgulanmasını da beraberinde getirebilir.
- ABD NATO üzerinden Ukrayna’ya yoğun bir teknik istihbarat desteği veriyor. Polonya’nın Ukrayna sınırı üzerinde çok yoğun Havadan Erken İhbar ve Kontrol (HİK) uçağı trafiği var. İleride bu savaşı değerlendirirken muhtemelen anlık istihbarat desteğinin rolü çok konuşulacaktır.
- Düşürülen uçak sayısındaki ani artış Ukrayna’ya verilen hava savunma silahları kadar Rus ordusunun şehirlere yönelik artan ateş gücü kullanımının da işareti. Bu durum savaşın dönüşüm sürecine ayna tutuyor. Ayrıca hava koşulları nedeniyle uçakların alçaktan uçmak zorunda kaldığı da belirtiliyor. Diğer taraftan açık kaynaklara yansıyan son bilgilerde Rus hava aktivitesinin düştüğünü gösteriyor.
- Kiev önlerinde Rus ilerlemesinin yavaşladığı görülmekle birlikte Güney Ukrayna’daki kayda değer Rus ilerlemesi sıklet merkezinin güneye kayabileceğini gösteriyor. Bu ilerlemenin stratejinin bir unsuru olarak mı yoksa Ukrayna’nın bu bölgedeki zafiyeti dolayısıyla mı olduğu konusunda kesin bir yorum yapılamıyor.
Kinetik Olmayan Unsurlar
- Bilgi sahasında Ukrayna’nın neredeyse kesin üstünlüğü gözlemlenmekte. Rusya kendi iç cephesi hariç uluslararası arenada pek varlık gösteremiyor. Bir hafta önceki değerlendirmede de belirtilen unsurlar Rus bilgi harekatlarının etkinliğini hayli düşürmüş durumda. Rusya’nın kendisini haklı gösterebileceği bir gerçeğe sahip olmaması ve Ukrayna’nın yaptığı vatan savunması gerçeği, Rusya’yı bilgi sahasında dezavantajlı kılıyor.
- Şoygu ve Gerasimov özelinde bilgi harekatı sürdürüldüğü görülmekte. Rus askeri karar vericilerin hedeflenmesi “non-kinetic targetting” olarak nitelendirilebilir. Diğer taraftan Rusya’da sonuç alması muhtemel görünmüyor. RF’nin iç dengeleri korumak için yeterince imkanı ve kuvveti var.
- Ekonomik yaptırımların hayli arttığı gözlemleniyor. Bu yaptırımların Rusya üzerinde kuvvetli etkisi muhtemel fakat bununla birlikte orta vadede Dünya ekonomisine vereceği zararlardan da bahsetmek mümkün. Corona sürecinin üzerine bu yaptırımların gelmesi Dünya ekonomisi açısından risk teşkil etmekte.
- Ekonomik yaptırımların yanı sıra, Rus halkının “konfor” seviyesini düşürecek ve “cezalandırma” olarak nitelendirilebilecek eylemler devam ediyor. Starbucks, Mcdonalds ve Netflix tarzı şirketlerin Rusya’dan çekilmesi kritik olmasa da uzun vadeli sosyal sonuçları olabilir.
- Ukrayna’dan çevre ülkelere ve özellikle Avrupa Birliği’ne olan göçün her geçen gün artması, Avrupa Birliği’nde artabilecek “göçmen karşıtı” duyguları körükleyebilir. Göç dalgasının artarak devam etmesi, AB’nin Rusya-Ukrayna savaşındaki perspektifini değiştirebilir.
- Savaşın taraflarının diplomatik çabayı sürdürdüğü gözlemleniyor. Özellikle Antalya Diplomasi Forumu’ndaki görüşme hem savaşın sonlanması hem de Türkiye’nin diplomatik gücünü arttırması için bir fırsat. Bununla birlikte, Ukrayna’da halen “belirleyici muharebe” (decisive battle) olmaması ve önemli şehirlerin Ukrayna kontrolünde olması tarafların diplomasi ile orta yolu bulamayacakları anlamına gelebilir.
Sonuç
- RF halen stratejik hedeflerine ulaşamadığı, Ukrayna’nın ise aldığı diplomatik ve askeri desteğin de katkısıyla direnme azmini yitirmiş olmadığı söylenebilir. Askeri tablo dramatik olarak değişmediği sürece her iki taraftan da geri adım beklemek pek olası gözükmüyor.
- Askeri olarak yıpratma savaşında zaman RF’nin aleyhine işliyor. Bununla birlikte, şehirlere ve sivillere yönelik şiddetin artması ve yaşam koşullarının iyice düşmesi, ilerleyen günlerde Ukrayna halkının direncini zayıflatabilir.
- Taraflar, diplomatik olarak çözüm bulamazlarsa, Ukrayna-Rusya savaşının uzayacağı öngörülüyor.