1930’lar Türkiye’sinde Askeri Sosyolojiden Bahsetmek

Kuruluş çalışmaları 2. Dünya Savaşı sonrasında başlayan bir disiplinle ilgili 1930’larda Türkiye’de bir kitap yayımlanması özelde askeri sosyologlar genelde askeri bilimler alanında çalışanlar için heyecan verici bir durumdur. En azından benim için öyle olduğunu ifade etmeliyim. Dolayısıyla bu kitabın hangi şartlar altında ve ne tür bir motivasyonla yazıldığını bilmek ve bunu daha geniş kitlelerle paylaşmak arzusu bu yazıya yön verdi. Türkiye’de yavaş yavaş farkındalık kazanan ve 2018’de ilk yüksek lisans programı kurulan askeri sosyolojinin kuruluşu ve kurumsallaşması 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde ABD’de gerçekleşmiştir. Bu zamanlama elbette tesadüfi değildir. Milyonlarca askerin dünyanın farklı bölgelerinde yürüttüğü savaşın elbette bir sosyal boyutu olacaktı ve bunun getirdiği sorunların çözümü için en uygun adaylar sosyolog ve psikologlar başta olmak üzere bir grup akademisyendi. İşte bu uzmanların savaş sırasında başlattığı akademik çalışmalar savaştan sonra askeri sosyoloji disiplininin kurulmasında ana etkenlerden birisi oldu. Çalışmalar, ABD Ordusu için ABD kökenli akademisyenler tarafından yürütülünce askeri sosyoloji de doğal olarak Amerikan merkezli bir gelişim çizgisi takip etti. Bu durumda askeri sosyoloji teriminin de ilk olarak savaş sonrası dönemde, Morris Janowitz ve çalışma arkadaşları tarafından kurulan Inter University Seminar on Armed Forces and Society (IUSAFS) toplantılarında veya bu seminer grubunun hazırlık çalışmaları sırasında gündeme geldiğini değerlendiriyorum. Dolayısıyla en erken tarih olarak 1950 ve hatta 1960’lı yılları kabul etmek gerekir. Ancak bu bilginin teyide muhtaç olduğunu da belirtmeliyim.
Nitekim, son yıllarda Rus araştırmacılardan askeri sosyolojinin başlangıç noktasına dair itirazlar gelmektedir. Rusların bu konudaki iddiasını Obraztsov’dan okuyoruz. Yazara göre askeri sosyoloji çalışması ilk olarak 1804’de Rus uzmanlar tarafından yapıldı. Yazar, ayrıca Baron Nikolay Korf’un 1897’de yayımladığı bir çalışmasında sosyal olguların askeri bir bakış açısıyla incelenmesi için yeni bir disiplin oluşturulması gerektiğini aktarıyor. Hatta ordu ve sosyal olgular üzerine çalışacak bu alanın adının askeri psikolojiye paralel olarak askeri sosyoloji olması gerektiğini ileri sürüyor. Dolayısıyla “askeri sosyoloji” teriminin ilk defa Korf tarafından 1897 gibi oldukça erken bir tarihte gündeme getirildiği öne sürülmektedir.[1] Igor Vladimirovich Obraztsov, The Institutionalization of Military Sociology: The Russian Path of Gains and Losses, Sociology, 2018 Bu iddianın halen geçerliliğini koruduğunu belirtelim. Ancak Stalin döneminde yaşanan kıyımdan akademisyenlerin de fazlasıyla zarar gördüğünü göz önünde bulundurursak 1930’lu yıllarda ortada bir “Rus askeri sosyolojisi”nin olmadığı değerlendirilebilir. Dolayısıyla askeri sosyoloji veya ordu sosyolojisi kavramları Rusların iddia ettiği gibi 19. yüzyılda kullanılmış olsa da 1930’larda bu kavramların kullanımda olduğuna dair bir bilgi -en azından bende- olmadığını söyleyebiliriz. Bu durumda 1939 gibi bir tarihte Türkiye’de bir askerin “ordu sosyolojisi” kavramını bir kitap adında kullanması fazlasıyla ilgi çekiyor.
Bahsettiğimiz kitap Emekli Albay Şükrü Galib Erker tarafından “Ordu Sosyolojisi Yolunda Bir Deneme”[2] Ş.G. Erker, Ordu Sosyolojisi Yolunda Bir Deneme Cilt 1, 1939 adıyla 1939’da yayımlanmıştır. Erker,[3]İnternet üzerinden yakın akrabalarını bulmak için yaptığım araştırmalarda bir sonuca ulaşamadım. Umarım bu yazı vesilesiyle akrabalarına ulaşabilir ve kitap ve yazarla ilgili yeni … Continue reading 1937 Harp Okulu mezunu ve kitabı 1938’de yazmış. Bu durumda, kitabını teğmen rütbesinde çiçeği burnunda bir subay olarak yayımlamış oluyor. Lise yıllarından itibaren Batılı filozoflara ilgi duyduğunu öğreniyoruz. Benim açımdan daha ilginç olan ise Harp Okulunun West Point modeline göre dört yıllık modele geçme çalışmalarını yönetmiş olması. Ancak bu konuda başka bir bilgiye ulaşmak mümkün olmadı. 1958’de emekli olduktan sonra Devlet Planlama Teşkilatı da dahil olmak üzere farklı kamu birimlerinde çalışıyor. Şair kişiliğinin ön plana çıktığını söyleyebilirim. Hatta bir piyes kitabı [4]Arsanbayer, 1937 dahi var. Ama “ordu sosyolojisi” ile ilgili bir kitap yazmaya sevk eden motivasyon ve kavramı nasıl keşfettiğine dair bir bilgi henüz yok.
Kitap, bugünün standartlarıyla bir askeri sosyoloji çalışması olarak adlandırmak için zayıf bir çalışma ancak bu değersiz olduğu anlamına gelmez. Henüz ortada böyle bir disiplin yok iken – en azından Batı dünyası ve Türkiye için – ordu sosyolojisini yazmak bir öngörü gerektiriyor. Genelkurmay Başkanlığı tarafından faydalı görüldüğü ibaresi taşıyan kitabın temel amacı askeri sosyolojinin gerekliliğini ve ordu için faydalı olacağını vurgulamak olarak ön plana çıkmış. Hatta, ordu sosyolojisinin Harp Okulu müfredatına eklenmesi gerektiğini belirtiyor. Yazar, orduyu bir aile olarak kabul ediyor ve aile içi ilişkileri ve aile fertlerinin gelişimlerini ordudaki sosyal ilişkileri açıklamak için kullanıyor. Erker, alay kuruluşunu orduda bir aile modeli [5] Ş.G. Erker, Ordu Sosyolojisi Yolunda Bir Deneme Cilt 1, 1939 olarak kabul ediyor ve alay komutanının en önemli vazifesini de alay ailesini kurmak [6] Ş.G. Erker, Ordu Sosyolojisi Yolunda Bir Deneme Cilt 1, 1939 olarak belirliyor. Bu tespitlerden sonra alayın subay ve erleri arasındaki ilişkiler, subayın evliliğine dair esaslar, kurmay olmanın önemi gibi hususlar ön plana çıkarılmış. Ancak bilimsel metodolojinin eksikliğinden dolayı mevcudun analizinden ziyade temennilerin ön plana çıktığını söylemek mümkün. Özetle, o dönem türünün tek örneği ve kişisel bir çaba olarak değerlendirilebilir. Ayrıca bu kitabın birinci cilt olduğu belirtilse de devamının gelmediğini biliyoruz.
Sonuç olarak, Türk askeri sosyolojisinin kuruluşu için zayıf da olsa bir fırsatın 1930’larda ortaya çıktığını öne sürmek abartılı bir yorum olmaz. Ancak bu çalışmanın akademik çevrelerden uzak, kurumsal olarak desteklenmemiş ve ayrıca bir grup çabası yerine kişisel seviyede kaldığını ve dolayısıyla unutulmasına yol açtığını düşünüyorum. Son yıllarda canlanmaya başlayan askeri sosyoloji araştırmalarının ilerlemesi için Erker’in tecrübesinden alınacak dersler var. İlk iş olarak sivil ve askerleri kapsayan geniş kitlelerle iş birliği içerisinde çalışma alışkanlığını yerleştirmek ve devamlılık için kurumsal bir kimlik oluşturmak gerekiyor. Bunların ilk adımları atıldı ve devamının da sağlıklı bir şekilde geleceğini ümit ediyorum.
References
↑1 | Igor Vladimirovich Obraztsov, The Institutionalization of Military Sociology: The Russian Path of Gains and Losses, Sociology, 2018 |
↑2, ↑5, ↑6 | Ş.G. Erker, Ordu Sosyolojisi Yolunda Bir Deneme Cilt 1, 1939 |
↑3 | İnternet üzerinden yakın akrabalarını bulmak için yaptığım araştırmalarda bir sonuca ulaşamadım. Umarım bu yazı vesilesiyle akrabalarına ulaşabilir ve kitap ve yazarla ilgili yeni bilgilere ulaşabiliriz. |
↑4 | Arsanbayer, 1937 |